Joe Biden tarafından Türkiye’nin Steve Jobs’larından biri olarak gösterilen, sosyal girişim deyince akla ilk gelen isimlerden sevgili danışma kurulu üyemiz Bedriye Hülya’ya, kar üretirken sosyal fayda da sağlayabileceğimiz “sosyal girişimcilik” modelini ele aldığı aydınlatıcı yazısı için teşekkür ederiz.
Girişimcilik! Bu sözcük çok moda bir varoluş biçimi gibi algılanır oldu. Çok iyi. Zira yaratıcılığı, çözüm üretmeyi, özgür seçimleri, sorumluluk almayı, kendin olabilmeyi ve bunun gibi pek çok güzel sözcüğü çağrıştırıyor. Ancak bir yandan da sanki teknolojinin gelişimiyle kaybolmakta olan pek çok işin yerine yeni işler getirmesi için bir can simidi gibi de görülüyor. Atlanan bir durum var: Dünya daha iyi bir yere gitmiyor ve bu yeni girişimlerin bazıları bu kötü gidişe katkıda bulunuyor. Çevreye ve insana duyarlı olmayan girişimler çoğaldıkça sona yaklaşmak da hızlanıyor. Eeee n’olacak o zaman, girişimci olmayalım mı? Olalım, ancak artık hedefe sadece kar etmeyi koyduysak çocuklarımızın geleceğini bırak, kalan ömrümüzü bile kısaltıyor olabiliriz. Çözüm: Sosyal girişimcilik.
Sosyal girişimcilerin buluştuğu ortak payda, toplumlardaki sosyal problemlerin farkına varmak ve geniş ölçekte çözüm üretmek… Ana amaçları ise iş hayatının enstrümanlarını kullanarak kâr üretirken, bu karı “sosyal fayda” için kullanmak ve Dünya’daki ortak yaşamımızı daha adil ve sağlıklı hale getirmek.
Kâr elde etmek için çalışan girişimci arkadaşlarımı kırmış olmak istemiyorum, zira yaratıcı yaklaşımlarına hayranım. Ancak, dünyayı sosyal girişimciler kurtaracak. ”Nerden çıktı şimdi bu sosyal girişimcilik, zaten her iş sosyal değil mi?” sorusunu aklınızdan geçiriyorsanız hemen Türkiye’den ve dünyadan birkaç öykü ile sosyal girişimciliği anlatmaya çalışayım. (Daha fazlası için Ashokaturkiye.org ve Ashoka.org sitelerine bakabilirsiniz.)
Otsimo: Hasan Zafer Elcik (otsimo.com), özellikle okul öncesi dönemde, özel eğitim ihtiyacı olan çocuklara kolayca ulaşılabilir, ücretsiz ve oyunlaştırılmış eğitim içerikleri sunuyor. Böylece giderek pahalı ve elit bir hale gelen otizm eğitimini demokratikleştiriyor ve her bölgeye ulaştırıyor.
Otizm erken yaşlarda teşhis edilen bir gelişimsel farklılık, otizmli bireylerin toplumsal hayata katılımını sağlayan en önemli etmen ise erken ve yoğun eğitim. Okul öncesi ve ilkokul çağında 375,000 otizmli çocuğun yaşadığı Türkiye’de devlet okullarında verilen otizm eğitimi yetersiz. Özel okulların bir yıllık ücreti ise 20,000 TL’nin üzerinde. Bu eğitimi demokratikleştirmek isteyen Zafer ve ekibi tasarladıkları aplikasyon sayesinde ebeveynlerin akıllı telefonlarının otizmli çocuklar için birer eğitim aracına dönüşmesini sağlıyor. Dünyanın önde gelen eğitim metodolojilerini cep telefonuna aktararak çocukların sosyal becerilerini, kas gelişimlerini ve akademik temellerini güçlendiriyorlar.
2018 itibariyle Otsimo’nun Türkiye ve ABD’den kayıtlı 80,000 aktif kullanıcısı var. Yaklaşık 16,000 çocuk her hafta Otsimo’yu aktif olarak kullanıyor ve ek aktivitelerle desteklenen çocuklar devlet okullarının kaynaştırma sınıflarına kabul ediyor. Zafer’in gelecek planları arasında Otsimo’nun coğrafi çapını genişletmek ve diğer gelişim gruplarına (disleksi gibi) özel içerikler üretmek yer alıyor.
Tabit: Tülin Akın (tabit.com.tr), bilgi teknolojileri aracılığıyla Türkiye’deki üç milyon çiftçi ve ailesinin ekonomiye ve toplumsal hayata daha aktif bir şekilde katılmalarını sağlıyor.
Bilgi teknolojileri Türkiye’de neredeyse her sektörde bilgi paylaşımı ve etkileşim için yeni fırsatlar yaratırken, tarım sektörü ve çiftçiler bu önemli araçlardan yeterince faydalanamıyor. TABİT, web portalı tarimsalpazarlama.com ile Türkiye’nin ilk ve önde gelen iletişim, e-öğrenme ve e-ticaret medyasını hayata geçirerek, çiftçilere güncel bilgiler, teknik uygulama bilgileri, çeşitli beceriler ve mesleki gelişim imkanları sağlamak amacıyla bu iki birbirinden uzak grubu – çiftçiler ve bilgi teknolojilerini- bir araya getiriyor ve çiftçilerin geleneksel aracı yapılarını kullanmaksızın alternatif piyasalara ulaşmaları için fırsatlar yaratıyor.
Çiftçilerin sadece bir SMS mesajı ile ya da internet kafelerden eriştikleri portal, bugün üç milyondan fazla çiftçiye hizmet vermiş, çiftçi profili Türkiye’ninkine benzer ülkeler olan Mısır, Gana, Hindistan, Yeni Zelanda, Tanzanya ve Kenya’ya da yayılmış durumda. Tülin Akın, çiftçilerin uluslararası pazarlara açılmalarını sağlamak ve kırsal hayatta teknoloji kullanımını özendirmek için Vodafone ile işbirliği yaparak Vodafone Akıllı Köy’ü hayata geçirdi. 2019 planları arasında, kadın çiftçiler için yerel ürünlerini satabilecekleri bir portal oluşturmak ve Akıllı Köy modelini Türkiye’de yaygınlaştırmak bulunuyor.
Kaboom: Darell Hammond, 1995 yılında henüz 24 yaşında iken, gazetede 2 çocuğun terkedilmiş bir arabanın içinde oynarken boğulduğunu okumasıyla harekete geçti. Yaşadığı topluluğu harekete geçirdi ve 600 gönüllüyle çocuklar için 2 oyun alanı kurdu.O günden bugüne kurduğu Ka Boomi aracılığı ile 1 milyondan fazla gönüllü kendi mahalleleri için çalıştı ve 2000 den fazla oyun alanı kuruldu. Ted Turner 1997 de şirketi satın almak istedi ama geri çevrildi. 2000. oyun sahasını Michale Obama açtı.
Water.org : Gary White ve Matt Damon. Kurdukları Water.org ile fakir toplulukların su vesanitasyon ihtiyaçlarını karşılamaları için uğraşıyor. Dünyada 780 milyon insanın susuz olduğunu biliyor muydunuz? Bugüne kadar 36 milyon insanın suya ulaşmasını sağlayan water.org yarattığı mikro kredi sistemi ile insanların daha sağlıklı ve insanca yaşamasını sağlıyor.
Ashoka :Bill Drayton 1981 yılında Ashoka’yı kurdu. Herkesin isterse bir şeyleri değiştirebileceğine inanan Bili Drayton, bu amaçla yola çıkmış sosyal girişimcileri desteklemek ve toplumda pozitif bir değişiklik yaratmaya yardım etmek üzere kurduğu Ashoka ile bugün 95 ülkede 3500 sosyal girişimciyi destekliyor.
Tüm bu örneklerdeki sosyal girişimciler, dünyayı hepimiz için daha yaşanabilir kılmak ve bunu sürdürmek için uğraşıyorlar. Bazen bir şirket kuruyorlar, bazen bir vakıf ve bazen de bir platform, ancak öncelikleri hep aynı, kendi cebini doldurmak yerine canlıların ve yaşadığımız dünyanın varlığının daha iyi sürmesini sağlamak. Ve çoğunlukla da işleri kar amaçlı bir şirket işletmekten daha zor. Zira tüketim ekonomisinin bir canavar gibi dünyayı erittiği bu yüzyılda yel değirmenlerini onlar koruyor;-) Ancak inancın ve kararlılığın önünde hiçbir güç duramıyor ve sosyal girişimciler arttıkça artıyor.
Lütfen Türkiye’nin sosyal girişimcilerini www.turkey.ashoka.org ‘dan takip edelim. Destekleyelim. Bahar enerjisinin içimizi sosyal fayda için kıpırdatacağı bir mayıs ayı olsun.
Bedriye